Eine Wochenende in Berlin, Nisan 2011
Hersey yeni isimden arkadasim Nevra'nin dogumgununu yurtdisinda kutlayalim konusmalari ile basladi. Londra diye baslayan macera, ilginc ama keyifli bir sekilde Berlin'de sonlandi!
Ucak bileti ayirtirken Pegasus'un Berlin Hanım Berlin ucak saati 23:25tir gibi kurdugu ozel ! cumlelerden sonra, ilk defa Pegasus ile yurtdışına uçtum -müthis sıkışık koltuklar ancak rahat ve zamanında bir ucus sonucunda kuyrugun en sonunda kalarak 1 saat pasaport kuyrugunda bekledim.
Dısari ciktigimda Schonefeld havalimanından o saatte taksi disinda ulasimin olmadigini ogrendigimdeki hayal kirikligim, merdivenlerin altindan koca gobisli prensimin cikmasi ile sona erdi. Kurtarıcım Halis Dayı, 70 yaşlarında, tombul bir amca. Yol boyunca konusmalarımızdan ogreniyorum ki kendisi 40 yıldır Berlin'de ve gece uyku tutmadiginda Turkleri sehre goturuyor?? Ogrenciyim deyip bir de indirim aldiktan sonra arabasina bindik ve ben yol boyunca "ne gerizekalısın, adam ya tecavuz etse" diye kendime kufrettim icimden. Neyse ki, sağ salim ve hatta ustune bir de mini şehir turu yaparak geldik Angleterre adlı otelimize. Aslında, navigasyona adres girip de kendi bildiği yolu gostgermedigi için birkaç kere "saçmalıyo bu alet gene" deyince korkmustum ama vardik en sonunda.
Kagittan yastik ve gicirdayan yatagimda hemencecik uyuduktan sonra sabahin korunda uykusuz ve yuzu gozu sis kalktim. Muge ve Nevra disinda Cagla ve onun arkadasi Aysegul de sans eseri Berlin de - onlarin yonlendirmesi ile ayni otelde kaliyoruz. Merhabalastiktan sonra herkes kendi yoluna gecti. Bu arada bir gun once Nevra bana ince bir mont alsan yeter dedi ve hava nasıl soguk anlatamam. İşin güzel kısmı hatun yanında deri monttan kayak montuna kadar herseyi getirmis, bir elektrikli battaniyesi eksik...
Checkpoint Charlie |
Oradan S bahn ya da U bahn a bindik, hayatımda ilk defa bütün h sonunu metroya bilet ödemeden geçirdik. Tabii ben metroda bir gürültü - anons duydugumda hemen tırsan kişi modundayım, çaktırmadım kızlara; artık onlar da buradan ogrenecekler :) Sonra Unter der linden adlı yerden geçip, Branderburger Kapı'sına gittik.
Brandenburg Gate |
we don't need your education! |
Aksam ise kendimizi bir maceraya attik, Cagla ve Aysegul de bize katildi ve boylelikle Voltrani olusturduk :) Tavsiye uzerine gittigimiz ancak oncesinde bir banliyo gibi gozuken ve sonrasinda duzgunlesen Stargarder sokagında Cafe xion a gittik. Yemekler fena degil ama servis berbatti. Oradan da Stressemanst sokagında Solar adlı club e gittik. Bizim 360 in daha kucuk olani, her taraf manzara ile cevrili (sehir manzarasi tabii) ama ortma nezih, cilgin dans etmek isteyenler gitmesin.
Tabii bu arada bir not, tum Taksiciler Turke ve sagolsunlar memleket hasreti ile tutusuyorlar ve 3-5 kiz bir arada gorunce ya mini turlar attirip surasi bu -burasi bu diye acikliyorlar ya da en gusel yerleri tarif ediyorlar. Nevra ve Muge bir gece once ciktiginda ise, herhalde en son 1980lerde gece disari cikmis bir amca, dikkat edin ickinizi alirken ustunu kapatin, ilac milac atarlar demis...
Bir diger not da, Nevra bir süre Almanya'da yaşadığı için ve arıca aramızda tek Almanca bilen olduğu için seyahat boyunca etinden sütünden bol bol yararlandık ve en sonunda adı Tom Tom Nevra olarak kaldı.
Opera Haus |
Bize fazla geldi bu kadar Alman kulturu deyip, kendimizi memlekete yakın hissedelim diye Kreuzberg e gittik, nam-ı diğer "küçük Türkiye". nerdeyse tüm tabelalar Türkçe, sokakta sadece Turk var. Ancak kafamda bir China Town vb gibi bir yer canlandirmistim, ya biz o tarz yerlere gitmedik ya da this is as close as it gets. Yuruyup Alman punkcularının (hala var valla) oldugu kafeler bolgesine gelince tekrar metroya bindik.
Bir bilgi daha: hani tekerlekler uzerinde Segway denilen bir alet var ya, Berlin sokakları onlarla dolu, biz yapamadık ama ilgilenenler mutlaka önceden ayarlasın, hava guzelken onlarla dolaşmak süper keyifli.
zuzaylı birası ve radlers |
Benim için artık dönüş vakti gelmişti ve buradan Turk taksici amca ile otele ve oradan da Tegel h limanına gittim. Saolsun bu da etrafı tanitti bol bol. Post Damme adlı bir alan vardı orayı görememiştim, Sony Center aslı bir alışveriş merk ve cıvıl cıvıl bir alan, oradan da geçirdi sürücümüz beni ve havalimanına vardım.
Eskiden beri gitmek istediğim bir yere, yeni arkadaşlarımla gitmenin keyfi ile dünya küçük dedim.
Comments
Post a Comment