Hayal meyal Marakeş - Fas, Nisan 2016
Iş için bu sefer
yolumuz Marakeş'e düştü. Özellikle renkli, işlemeli kapıları ve daracık
sokaklarını uzun zamandır merak ediyordum. Casablanca'ya uçup
araçla 3 saatte Marakeş'e geçtim. Aslında Casablanca'dan oraya uçak var ama
aktarması 5 saat olduğu için herkes
karayolunu tercih
etmiş. Yollar kaymak gibi,
etraf şaşırtıcı derecede yeşil, kuzular, koyunlar hatta kadın çobanlar bile
gördüm.
Hafif çölleştikten
sonra vaha gibi yeşil palmiye ağaçları ve somon renkli, az katlı, kemerli
binaları ile Marakeş karşıladı beni. Bir süre daha araçla gittikten sonra
Savoy Otele vardım.
Aslında hikaye burda
bitiyor:) Çünkü belki de hayatımda ilk defa, ilk kez gittiğim bir yerde
hiçbirşey görme fırsatım olmadan döndüm.
Odaya bavulu bırakıp otelin yanındaki Menara Mall'a gittim, dışarıda giriş katında sıralanmış birçok güzel açıkhava restaurantının aksine, içeride doğru düzgün pek bir mağaza yoktu. Akşam yemeği için dört kişi La Maumania Hotel'e gittik. Tropik ada sanırsın, mimari çok güzel, her yerden palmiyeler çiçekler fışkırıyo. Sonra otelin içindeki Fas Restaurant'ına gittik. Özel odalarda hizmet verdikleri, über leziz yemeklerin über pahalıya satıldığı bir yer çıktı, ama değdi. Couscous (kuskus), Tajin (kapaklı çömlek içinde et ve kuskus) ve Tanjia (çömlekte et) yedik. Dopdolu mide ile kendi otelimize geri döndük.
Odaya bavulu bırakıp otelin yanındaki Menara Mall'a gittim, dışarıda giriş katında sıralanmış birçok güzel açıkhava restaurantının aksine, içeride doğru düzgün pek bir mağaza yoktu. Akşam yemeği için dört kişi La Maumania Hotel'e gittik. Tropik ada sanırsın, mimari çok güzel, her yerden palmiyeler çiçekler fışkırıyo. Sonra otelin içindeki Fas Restaurant'ına gittik. Özel odalarda hizmet verdikleri, über leziz yemeklerin über pahalıya satıldığı bir yer çıktı, ama değdi. Couscous (kuskus), Tajin (kapaklı çömlek içinde et ve kuskus) ve Tanjia (çömlekte et) yedik. Dopdolu mide ile kendi otelimize geri döndük.
Ertesi sabah midemin
doluluğundan kahvaltı bile yapamadim, bütün gün toplantı, dinlen ve bu sefer
otelin sağ yanındaki Buddha Bar'a ekipçe gidiş. Buddha Bar Uzakdogu mutfagına
sahip ve lounge müzikleri ile ünlü bir restaurant/ bar zinciri. Dubai ve
Prag'da gitmiştim, burdaki de fena diildi, ilaveten 30 dakikada bir dansçılar
gelip, iki katlı, yüksek tavanlı salonun tam ortasında duran 10 mlik Buddha
heykelinin iki yanındaki merdivenlerde dans ediyorlardı. 12 gibi otele dönüp
direk uyudum, sabah
9'da yola koyuldum.
Otelin bahcesinde artistik calismalar :) |
Anlayacağınız ne kapı
görebildim ne daracık sokaklarda dolaştım. Aslında vakit yoktu ama kanırtmak
isteseydim son sabah erkenden dışarı çıkıp D'Jemaa El Fna meydanını, Souk'u ya
da Çinili Camii denilen Koutouba Camii'ni görebilirdim. Beni üşendiren ilk gün
geldiğimde Seda'nın anlattığı Souk tecrübesi oldu. Daracık sokaklar ve basit
geçitler arasında üzerine atlayan satıcılar, sokaktaki yılan oynatıcıları,
insanın üstüne atlayan maymunları indirmek için para isteyen adamları düşününce
tek başına gitmek iyi bir fikir gibi gelmedi. Ya da bir Yves Saint Laurent
bahçesine gitme firsatı olmadı. Yine de Dünya Küçük, Fransızcamı geliştirip (bu
hassas bir konu, aç kalmamak için gerekebilir), sabah-öğlen-akşam bol bol tatlı
yenen bu şehre kimbilir tekrar gelirim:)
Comments
Post a Comment