Posts

Showing posts from December, 2010

İzmir'de bir İstanbullu - Aralık 2010

45 dakika uçağın içerisinde bekletilip, randevumuza geç kalıcaz diye panik yaşayarak vardık İzmir'e. Oysa şaşırtıcı bir şekilde 20 dk da varacağımız yere ulaştık. Milyon kere geldiğim İzmir, yine farklı yönlerini gösterdi bu seyahatte. Hava kendini Eylül sanıyor, toplantı aralarında deniz kenarında güneş banyosu yapıyoruz resmen. Geç yenen afilli bir köy kahvaltısından sonra ( Kordon'da Şamdan) . Kır kahvaltısını boşverin, direk gözleme ve omlet söyleyin), nerdeyse zigzag çizerek, sürekli 5 dklık mesafelerde bir ileri bir geri gidiyoruz diğer toplantılara. Trafik hiç yok. Bu esnada Cumhuriyet Meydanı'ndaki protesto gözümüze çarpıyor; "Hayvan hakları" ile ilgili dövizleri görüyoruz. Zaten bence İzmir çoktan girmiş Avrupa Birliğine, 3 günde 3 protesto, diğerleri "Arabadan in, bisiklete bin" çığlıkları ile bisikletli çevrecilerinki ve AKP li herifi protesto etmek için gene Cumhuriyet Meydanı'nda buluşanlar. Medeniyete hoşgeldiniz! Bir de neden herke

Malatya - Aralık 2010

Image
Bu sefer tamamen "Belin ne yapmış" yazısı olacak, çünkü nerdeyse hiçbir yeri göremedim :( Aslında kendim için bir ilki gerçekleştirip, eşzamanlı bildirecektim Malatya'dan ancak teknik imkanlar da el vermedi! Akşam uçağı ile havalimanında, sırada -uçakta her yerde Malatyalılar'ın meraklı ve samimi sorularına maruz kalarak gece 9 gibi Malatya'ya vardık. Erzurumlular ne kadar soğuk ise, buradakiler o kadar sıcakkanlı ve konuşkan. Şehrin biraz dışında kalan Anemon Otel'e gittik. Yurdun her bir yerinde kar var, burada yok, sadece soğuk.Otel geniş mi geniş ama insanın içini sıkmayan ferah ve modern bir lobiye sahip. Ortadan bölsen 2 odalık yer olan at koşturmalık ferah bir oda (biraz aydınlatması zayıf ve oda duvarları maalesef çok ince). Ve şık  mı şık bir tuvalet!! Becerebilirsem fotosunu yuklicem buraya da. En komiği de Malatya'ya ilişkin tek fotoğrafım bu desem? -Aslında basının çektiği ve bir de öğlen yemeği yediğimiz yerde çekilen fotolar var ama muhte

Erzurum, Aralık 2010

Istanbul'da havanın yeni yeni soğumaya başladığı günlere paralel sabah 9 uçağı ile Erzurum 'a gittik. Burda hava soğuk, ciddi soğuk... Insanların yüzü rüzgardan kavrulmuş yanıklıkta.. Mevsimi olmasına rağmen hiç kar yok (oğrendiğimize gore eski zamanlarda Şeyh Said "Erzuruma ne zaman yabancılar gelmeye başlayacak, Palandökene o zaman kar yağmayacak" demiş.. )Şehirdışından gelenlere pek sıcak davranmamaları hatta hiç konuşmamalarını buna bağladım ben... Palandöken'de Polat Reneissance oteline gittik, otel ferah, geniş bir lobisi var, bir alaturka bir dekorasyon ancak yine de göz yormuyor. Odalar hamam, resepsiyon buz, asansörler daha da buz... Zaten 2 gün boyunca 0 derece ve 50 derece arasında gidip gelmekten ambale oldum. İlk gün basın ziyaretleri ile geçti, mini bir alaturka tuvalet kazası (20 yıldır filan girmemiştim, o kadar zor durumda kalmış olmasam  yine girmezdim valla), gazete yerine kokulu bir matbaa ile karşılaştığımız için kaçarak uzaklaştığımız baş

Safranbolu, Kasım 2010

Image
Kasım ayının son seyahatini Karabük'e gerçekleştirdim. Bayramda gitmeyi düşündüğüm ama yandaş bulamadığım Safranbolu; iş için olmasaydı, aklıma gitmenin hiç gelmeyeceği Karabük'e bağlı. Basarak 4 saatte İstanbul'dan Karabük 'e vardık.Karabük Demir Çelik fabrikasının siyah  dumanlarını geçip, virajlı, bol yeşillikli (yeşil olduğunu sabah görebildil gerçi) bir yoldan 15 dk da Safranbolu'ya gittik. Yörenin özelliği olan Safranbolu konaklarından birinde, Çeşmeli Konak'ta kaldık. 3 katlı, cumbalı, ahşap şirin bir konak. Girişte resepsyon, kahvaltı alanı gibi bir alan var. Odalar üst katlarda yer alıyor, ayakkabılarımızı çıkartıp gittik. Odam çok şeker, yöresel özelliklere uygun bir dekorasyonu var. Bavulu bırakıp, etrafı keşife koyulalım dedik. Otelimizden 10 adım aşağı doğru inince şehir meydanına geliyorsunuz. O kadar küçük ki (Polonezköy küçük demiştim, burası daha da küçük). Meydan da, Safranbolu'nun alamet-i farikası olan lokumcular ışıklı ve renkli v