Akide şekeri Beyrut - Mart 2011
Beyrut... bana 80leri anımsatan nostaljisinden, tarçını anımsatan kehribar binalarından ve havadaki tatli ask kokusundan "akide şekerim" diyorum. Biraz gerilerek, çekinerek ve açıkçası pek de istemeyerek –zaten iş içindi- gittim Beyrut’a. East Med Airlines ile beklenmedik bir konforlu uçuştan sonra, güneşli bir günde bol Fransızca konuşmalar karşıladı beni orada. Otel 45 dakikalık bir mesafede, biraz da oto sanayi gibi bir yerde. Her taraf manda kasa ya da balina kasa mercedes kaynıyor. Sanki 1980 ler Istanbul’u, birazdan da Özal çıkacak tvye. Her yerde doların geçtiği tek yabancı ülke dediler, gerçekten geçiyor ama geriye Lubnan parası veriyor her yer – ne anladım bu işten. Otele bavulu bıraktıktan sonra çalışmak istemedim ve Solidaire de adı verilen Downtown’a indim. Kehribar rengi duvarlı mağazalar, kokoş markalardan ne ararsanız var. Burası denize de yakın bir alan. Bu kokoş mağazalara ve denize arkanızı verince Nejmeh meydanına geliyorsunuz. Burada bir saat kulesi va...