Mutluluğun resmini çizebilir misin Abidin? - Beyrut, Mayıs 2018


Kırk yılda bir kırk yaşına basıyorum ve hayat bayram olsa kapsamında doğumgünüm için Beyrut’a gidiyoruz. Grubun çoğunluğu İstanbul’dan gelecek ve bir kısmımız da Dubai’den. İş çıkışında uçağa atladık, 3 saatlik uçuş sonrası Beirut’a ve direk Saifi Suites adlı otelimize geldik.
Ekibin çoğunluğu lobide bizi bekliyodu, sohbet muhabbet derken biz kalabalık olunca bizi restaurantta aldılar. 2’ye kadar sohbet ve yorgunluğa rağmen çocuksu bir heyecanla sabah 7:30’ta uyandım!
Yaklaşık 15 kişi kahvaltı sonrası yürüyerek Old Town, Clock Tower, Beirut Souks, Downtown’da dolaştık.
Libanais cafede soluklanıp, önce yanlış yöne gitsek de taksiye binip, Em Sherif adlı Lebanese restaurant’a vardık. Ben hayatımda böyle birşey görmedim. Öncelikle über güzel dekorasyon, aynalar, çivit mavisi duvarlar, gümüş mumluklar filan süper extravagan. Yemek sunumu ve yemeklerin lezzeti şahane. Ardı ardına 38 çeşit yemek geldi, 20si meze. Tabağınıza koymak için bi mezeyi aldığımızda masaya diğerini koyuyolar. Bi ara noolur ara verin demek zorunda kaldık, o derece abartılıydı ama bi o kadar da lezzetliydi.
Yemek sonrası büyük gruptan ayrılıp,İstanbul’dan yeni gelenlerle otelde buluştuk marinaya indik, orda bi yerde onlar yemek yerken biz soda içtik, grubun geri kalanı da geldi ve onlar da soda içti :) Garsonlar şaşırmıştır muhtemelen ama herkes o kadar tok ve şişik ki, midede yer yok.
Enerjik ekip İris’e gitti, geri kalanlarımız otele dönüp uyuduk. Akşam Lisa adlı bir başka elegan restauranta gittik, benzer yemekler ama bu sefer dozunda geldi. Ordan The Village’a gittik, ben kaç zamandır böyle eğlenmedim! Nevizade’nin genişini düşünün, yan yana bir sürü bar var. Yükseğe bir çatı yapmışlar, sanki tek mekan. Nerdeyse bin kişi var. Cumaları mekanlr birleşiyormuş tek dj geliyomuş. Nasıl eğlendik, nasıl içtik , nasıl dans ettik anlatamam. Bir noktada etrafıma bakıp, birkaç eksik olsa da en sevdiklerim yanımda, mutluluğun resmini çizebilir misin Abidin dedim.
3:30 gibi çıktık, otele döndük. Sabah 9’da sersem gibi kalktık çünkü turumuz var. Hatıra olarak hangover kitleri yaptırtmıştım, içindeki Alka Seltzer ve Advil bayaa işe yaradı.
Önceden ayarladığımız tur otobüsüyle önce Harissa’ya gittik, Meryem Ana heykelini ziyaret ettik. Bir ayin varmış ona baktık.
Ordan tırt Byblos’a gittik, geçen sefer gittiğimizde daha güzel gelmişti ama nedense bu sefer sarmadı. Sanırım akşam gitmek lazımmış oraya. Ordan Byblos’a 30 dklık mesafede Colonel Beer adlı bir brewery / bira imalathanesine gittik. Laid back ortam, minik bir October Fest ortamı yaşanıyor. 3-4 dk yürüme mesafesinde salaş bir beach i de vardı, surf filan yapiodu insanlar. Öğleden sonrayı relax bir şekilde orda geçirdik. 5 gibi şehre döndük, enerjikler alışverişe gitti biz mantarlar ise odaya uyumaya. Grupta 17 kişi Türk, 3 kişi daha geldi Dubai’den. Bildiğin kalabalığız ama uyumlu, eğlenceli, saygılı bi grup oldu.
Akşam uzağa gitmeyelim dedik ve oteldeki Society adlı restaurantta yedik. Ordan Dubai’de de olan ve her gittiğimizde çoookkk eğlendiğimiz Musichall’e gidicez. Dubai’dekinden farklı olarak açıkhava versiyonuna gittik. Ortamda gene kırmızı perde, koltuklar vb ihtişamlı.
Fakat bizim sayımız Beyrut’ta yaşayan arkadaşlarım da katılınca 24 kişiye çıktı, Dubai’de 10 kişi oturduğumuz alanda 24 kişi dansı bırak ayakta durmaya bile yerimiz olmadı. Diğer yandan Dubai’deki show daha enternasyonel iken bu tabii daha Arapça/ Fransızca ağırlıklı olunca bizi pek sarmadı. Bir gece önce o kadar eğlenmiştik ki bu gece kıyaslanamadı
Saat 3 oldu ve bir kısım otele, biz 3-4 kişi Zaatar Zeit’a dürüm yemeğe ve enerjikler ise BO18 adlı yer altı barına gitti.
Son gün sabah biz otelde kahvaltı yaptık, gene enerjikler nerdeyse hiç uyumadan Angeli diye bi yere gidip son dakikalarını değerlendirdiler. Saat 1’de 12 kişi İst’a dönmek üzere yol aldık. 40 yaşına yakışır ve unutulmayacak bir doğumgünü kutlaması sonrası Dünya Küçük dedim.

 
 

Comments

Popular posts from this blog

Ayvalık , Cunda - Temmuz 2011

Safranbolu, Kasım 2010

VAN minüt - Mart 2012